Condor Moonshiner Bıçak

Bıçak, Alman 1075 Yüksek Karbonlu Çelikten yapılmıştır ve yaklaşık 56-58 Rockwell sertliğine kadar ısıl işlem görmüş ve tavlanmıştır. Kenarları elle işlenmiş ve jilet keskinliğinde parlatılmıştır. Sert ahşap saplar, Orta Amerika'nın Hickory benzeri ceviz ağaçlarından yapılmıştır. Pürüzsüz bir tutuşla tamamlanmıştır ve uzun dayanıklılığı ile bilinir. Yüksek kaliteli, ağır hizmet tipi, el yapımı deri kılıfı ve çalılıklarda veya ormanda ilerlerken aletin yoldan çıkmasını sağlayan döner kemer halkası içerir.

Arazi için ''kullanım odaklı'' edevat üreten ilginç bir şirket. Condor Tool and Knife: ''Solingen mirası, Orta Amerika kültürü ile harmanlanırsa, Kuzey Amerika ve Avrupa pazarı hedeflenirse ve arazi deneyimine sahip tasarımcılar devreye girerse ne olur?'' sorusunun cevabı.
Condor'un kökeni, 3 Alman kardeşin ''Solingen'i Solingen yapan'' şirketlerden ''Gebrüder Weyersberg''i kurduğu 1787 yılına uzanıyor. Nesiller boyu dünyanın en büyük bıçak üreticisi olan ve kabına sığmayan (Elbet siyasi konjonktür de hesaba katılmalı) Solingen, 1964 yılında El Salvador'a taşıyor ve İmacasa ortaya çıkıyor. Son teknoloji Alman üretim araçları ile donanan tesiste üretim yapacak işçiler Almanya'da eğitimden geçiriliyor. Takvimler 1980'i gösterdiğinde (El Salvador için 12 yıl sürecek kanlı iç savaş başlıyor) Orta Amerika'daki yatırımlar yerel yatırımcılara satılıyor ve üretim devam ediyor.
Şirket hâlihazırda, kürek üretiminde dünyanın en büyüklerinden biri olarak, tüm dünyadan gelen talepleri karşılamak için 7 gün 24 saat çalışıyor.
İmacasa'nın, Kuzey Amerika ve Avrupa pazarlarına yönelik 1. sınıf kalitede bıçak ve alet üretme kararı almasıyla Condor doğdu. Condor, aralarında Tonny Lennartz'ın da bulunduğu teori ve pratiği harmanlayan seçkin tasarımcılarla çalışıyor ve balta, bıçak, mızrak, kürek üretiyor. Yer yer paslanmaz çelikler (420 HC-440C) de kullanılsa asıl üretim karbon çelikler (1040-1060-1075-1095) üzerine yapılıyor. Hangi karbon çeliğinin kullanılacağına ürüne göre karar veriliyor. Eski zamanların ruhunu işlevsel şekilde günümüze taşıyan çalışmalara imza attıkları da gözleniyor.